Sadece FETÖ/PDY’ye Ait Evlere Gitmek, Sohbetlerine Katılmak

Sadece Fetö/Pdy’ye Ait Evlere Gitmek, Sohbetlerine (Toplantılarına) Katılmak Suç Mudur?

Gülen yapılanmasının evlerine ders çalışmak, sohbet etmek, yemek yemek, namaz kılmak, dini okumalar yapmak, videolar izlemek vs. sebeplerle giden kişilerin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işledikleri söylenebilecek midir? Çünkü uygulamada kişilerin şu yakınmaları ile karşılaşılmaktadır. Bireyler FETÖ/PDY organizasyonunun bir terör örgütü olduğunu bilmediklerini, kendilerinin sadece bu mekanlara kitap okumak, ders çalışmak, ödev yapmak, dini sohbetlere katılmak, namaz kılmak, yemek, halı saha maçı vs. sosyal etkinliklere katılmak gerekçeleriyle dahil olduklarını, özellikle 17-25 Aralık 2013 tarihinden öncesindeki dönemde bu terör örgütünün kamuoyunda illegal bir yapılanma olduğuna dair bir bilgi, belge, söylemin olmadığı belirtilmektedir. 

Somut olaya göre bir değerlendirme yapılması gerekmekle birlikte söz konusu örgüt evlerine çeşitli amaçlarla giden kimselerin cezai sorumluluğu belirlenirken göz önünde bulundurulması gereken hususlara değinelim:

1- Örgütün evlerine giden kimselerin ne amaçla bu evlere gittiklerinin araştırılması ve tespit edilmesi, 

2- FETÖ/PDY ile başka biçimlerde de bir bağlantısının olup olmadığının araştırılması (örneğin; kişinin Bylock haberleşme aracın kullanıp kullanmadığı, Bank Asya hesaplarının bulunması, örgüte ait sendika, dernek, vakıf vs. yerlere üyelik, aboneliklerinin olması, ankesörlü/büfe hatları ile iletişim kurulması vs. konuların incelenmesi),

3- Kişinin söz konusu yapılanmanın gerçek amaçları konusunda bir bilgiye sahip olup olmadığı,

4- FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün evlerine hangi tarihler arasında gidildiğinin belirlenmesi.

Burada görünüm olarak İslami duyguları ve insanlara fayda sağlamayı hedef alarak ilerleyen yapılanmanın asıl amaçlarından haberdar olan kişilerin bir başka deyişle FETÖ/PDY organizasyonunun içerisinde olan, görev alan kimselerin, somut dosyaya göre bir değerlendirilmesi gerekmekle beraber; bu evlerde sadece ders çalışmak, dini sohbetler etmek, namaz kılmak vs. gerekçelerle bulundukları savunmalarına itibar edilemeyecektir. 

Fakat bu illegal yapılanma ile, örgütün iç yüzünü ve amaçlarını bilmeksizin sadece, ders çalışmak, dini sohbetler yapmak, yemek yemek gibi temiz duygularla bir araya gelen, kamuoyuna da yansıyan etkiler dahilinde sempati duyarak bu örgütün evlerine giden kişilerin FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olduğundan bahsedilemeyecektir. Keza Yüksek Mahkeme kararları da bu yöndedir.

“Silahlı örgüte üyelik suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması ve kural olarak süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır. Ancak niteliği, işleniş biçimi, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, örgütün amacı ve menfaatlerine katkısı itibariyle süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk özelliği olmasa da ancak örgüt üyeleri tarafından işlenebilen suçların faillerinin de örgüt üyesi olduğunun kabulü gerekir. 

Örgüte sadece sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemek, buna ilişkin yayınları okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliği için yeterli değildir (Evik, Cürüm işlemek için örgütlenme, Syf. 383 vd.). 

Örgüt üyesinin, örgüte bilerek ve isteyerek katılması, katıldığı örgütün niteliğini ve amaçlarını bilmesi, onun bir parçası olmayı istemesi, katılma iradesinin devamlılık arz etmesi gerekir. Örgüte üye olan kimse, bir örgüte girerken örgütün kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla kurulan bir örgüt olduğunu bilerek üye olmak kastı ve iradesiyle hareket etmelidir. Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçu için de saikin “suç işlemek amacı” olması aranır (Toroslu özel kısım syf. 263-266, Alacakaptan Cürüm İşlemek İçin Örgüt syf. 28, Özgenç Genel Hükümler syf. 280).” (Sakarya BAM, 2. CD., E. 2018/54 K. 2019/256 T. 3.4.2019)

“Somut olayda tanıklar A.G. ve M.E. beyanlarında; başvurucunun o tarihlerde cemaat olarak bilinen yapının evlerine ders çalışmak için geldiğinde ilgilendikleri öğrencilerden olduğunu, sonrasında onunla irtibatlarını kestiklerini ve başvurucunun Deniz Harp Okuluna girdiğini ifade etmişlerdir. Ayrıca tanık A.G. başvurucunun askerî okulu kazanmasında yapının bir etkisinin olup olmadığını ve sınavı kazandığı tarihlerde yapı içinde bulunup bulunmadığını da bilmediğini belirtmiştir. Bu kapsamda 1996 doğumlu olan başvurucunun savunmasında ve tanık beyanlarında da anlatıldığı şekilde 2008-2010 yıllarında örgütle bağlantılı evlere gitmesi tek başına örgütsel bir faaliyet olarak değerlendirilemeyecektir.” (Anayasa Mahkemesi 1. B., B. 2019/5753 T. 26.5.2021)

Avukat Oktay Altunkaya

Önceki İçerikFETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü Nasıl Bir Yapılanmadır?
Sonraki İçerikYeni Ev Sahibi Kiracıyı Ne Zaman Çıkarabilir?