Kasten Yaralama Suçu Nedir? (TCK m.86)
5237 sayılı Ceza Kanunumuzun 86. ve devamı maddelerinde kasten yaralama; bilerek ve isteyerek başkasının vücuduna acı verme veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma davranışı olarak tanımlanmıştır. Örneğin; bir kimseye tokat atmak, yumruk atmak, itmek, vurmak, sürüklemek, vücudunu çizmek, dövmek, darp etmek, bıçaklamak, silahla ateş etmek gibi eylemler ceza hukukumuz kapsamında kasten yaralama suçunu oluşturabilecektir.
Yazı İçeriği
Ceza Kanunumuz her ne kadar “yaralama” terimini kullansa da bu suç tipi ile korunan hukuki değer yaralama kavramının kelime anlamından daha geniştir. Kişi kendisine tokat atılması sonucunda vücut dokunulmazlığı ihlal edilerek bir müessir fiile (etkili eylem) maruz kalsada aslında kelimenin tam karşılığı olarak yaralanmamıştır. Bu nedenle kanunun yaralama kavramını kullanması hem hukuki olarak yerinde olmamış hem de uygulamada bireylerce söz konusu suç ile korunan hukuki değerin tam olarak anlaşılamamasına sebebiyet vermiştir.
Anayasamızın 17. maddesinde “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz.” denmektedir. Hukukumuzda kasten yaralama suçunu belli yaptırımlara tabi tutularak; bireylerin özgürce hareket edebilmeleri, hukuki sınırlar çerçevesinde fiil, durum ve girişimlerde bulunurken kendilerine herhangi bir zarar verilmemesi amaçlanmıştır.
Belirtmem gerekirse kasten yaralama suçu sadece maddi hareketlerle (vurmak, itmek vs.) oluşmaz. Kişinin manevi davranışlar aracılığıyla da kasten yaralama suçunu işleyebilmesi mümkündür. Örneğin; bir kimseye devamlı olarak hakaret ederek onun psikolojik olarak çöküntüye uğramasına ve sıkıntılar yaşamasına sebebiyet veren kişi de kasten yaralama suçunu işlemiş olabilecektir.
Kasten Yaralama Suçunun Şartları Nelerdir?
1- Kişi icrai veya ihmali bir hareket gerçekleştirmelidir.
Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için öncelikle kişi icrai veya ihmali bir harekette bulunmalıdır. Kişinin arkadaşı ile kavga ederken burnunu kırması veya kafa atması icrai hareketle kasten adam yaralama suçuna örnek verilebilir.
Fakat adam yaralama suçunun işlenmesi için mutlaka bir eylemde bulunmak zorunlu değildir. Örneğin; bir yüzme havuzunda görevli personelin görevli olduğu esnada boğulma riski yaşarken müdahale etmemesi ve daha sonra kişinin birtakım geçici veya kalıcı bedensel zararlara uğraması ile görevli personel ihmal suretiyle kasten yaralama suçunu işlemiş olabilecektir. Ya da annenin engelli çocuğuna uzun süre yemek vermemesi sonucunda çocuğun sağlık sorunları yaşaması, bayılması vs. durumlarda anne ihmal yoluyla kasten yaralama suçunu işlemiş olacaktır.
Yukarıda belirtmiştik ancak tekrardan belirtmek gerekirse; bu hareket maddi veya manevi şekilde olabilir. Yani bir kimseyi döverek kasten yaralama suçu işlenebileceği gibi algılama, anlama, düşünme, ruhsal sağlığının bozulmasına sebebiyet verilmesi yoluyla da işlenebilir.
2- Gerçekleştirilen hareket sonucunda bir kimsenin vücuduna acı verme veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunmalıdır.
Kasten yaralama suçunda kanunumuz suçun gerçekleştirilebilmesini hareketin neticesine bağlamıştır. Buna göre icrai veya ihmali hareketle bir kimsenin vücuduna acı verme, sağılığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına, zarar görmesine sebebiyet verilmesi gerekmektedir.
Bir kimsenin vücuduna acı verme: Sınırlı sayıda olmamakla beraber; platonik olarak aşık olduğu hanımefendinin erkek arkadaşını darp eden kişi veya sınıfta gürültü yapan öğrencinin kulağını çeken öğretmenin davranışı gibi haller örnek gösterilebilir.
Bir kimsenin sağlığının bozulmasına neden olma: Kavga esnasında yaşanan arbede de kişinin dişinin kırılması, kaşının açılması sebebiyle dikiş atılması, iç organlarının zarar görmesi, felç olması, anlama, düşünme yeteneğinde zayıflama meydana gelmesi veya psikolojisinin bozulmasına sebebiyet verme de adam yaralama suçunu oluşturabilecektir.
Bir kimsenin algılama yeteneğinin bozulmasına neden olma: Kanun koyucu bu bent ile kasten yaralama suçunun manevi hareketler ve neticeler aracılığıyla da işlenebileceğini belirtmiştir. Bir çocuğu çeşitli eşya, canlı (hayvan, insan vs.), anlatımlarla korkutarak algılama becerisinde(anlama, düşünme, ruhsal sakinliğinde değişiklikler vs) olumsuz anlamda değişikliklere yol açan, zarara uğratan kişi de kasten yaralama suçunu işlemiş olabilecektir.
3- Hareket ve yaralanma sonucu arasında illiyet bağı (neden-sonuç) olmalıdır.
4- Kişi kasıtlı hareket etmelidir.
TCK m.86 ve devamı maddelerinde düzenlenen kasten adam yaralama suçunun işlenebilmesi için kişinin kasıtlı olarak bir başka deyişle söz konusu eylemleri bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir. Failin yaralama kastı ile hareket etmemesine rağmen kişinin yaralanması halinde taksirle sorumluluğunun olup olmadığı incelenmelidir.
5- Yaralama davranışı hukuka aykırı olmalıdır.
Örneğin; kurallar çerçevesinde yapılan bir kickboks müsabakasında tarafların birbirini yaralamasına rağmen kasten yaralama suçunun işlendiği söylenemeyecektir. Ya da bir hekimin ameliyat sırasındaki eylemleri maddi olarak yaralama olsada hekimin davranışı, belirli sınırlar dahilinde, hukuka uygun olarak değerlendirildiği için kasten yaralama suçu oluşmayacaktır. Yine meşru müdafaa hakkını kullanarak bir kimseyi yaralayan kimse de adam yaralama suçunu işlemiş olmayacaktır.
Kasten Yaralama Suçu Şikayete Tabi Midir? Zamanaşımı Süresi Ne Kadardır?
Kasten yaralama suçunda kural olarak resen soruşturma ve kovuşturma yapılır. Örneğin; bir kavga sırasında burnu kırılan kişi, faili şikayet etmese dahi kolluk görevlilerinin olaydan haberdar olması ile soruşturma başlatabilecektir. Sadece TCK m.86/2 dahilinde düzenlenen basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama suçu mağdurun şikayetine bağlıdır. Bu halde mağdur fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 aylık hak düşürücü süre içerisinde şikayette bulunmalıdır.
Kasten yaralama suçunda uygulanacak en az zamanaşımı süresi 8 yıldır. Mağdur ihbar veya şikayet ile, Cumhuriyet savcılığı ise resen suç tarihinden itibaren 8 yıl içerisinde soruşturma başlatabilecektir.
“Mağdur İ.. Y..’ın aldırılan doktor raporunda kesici alet izi bulunduğunun bildirilmesi ve sanık O.. G..’in soruşturma aşamasında alınan 15.04.2009 tarihli ifadesine göre sanık O.. G..’in üzerine atılı kasten yaralama suçunu silahtan sayılan aletle (çivi, taş) işlemiş olması nedeniyle sanık O.. G..’in üzerine atılı suçun takibinin şikayete bağlı olmadığı gözetilmeden hakkında açılan kasten yaralama suçuna ilişkin kamu davasının şikayetten vazgeçme nedeniyle düşürülemeyeceğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 3. CD., E. 2015/6933 K. 2015/12391 T. 7.4.2015)
Kasten Yaralama Suçunda Uzlaştırma Mümkün Müdür?
Uzlaştırma, daha çok onarıcı adalet kapsamında hukukumuza dahil edilen bir müessesedir. Basit yaralama suçu (TCK m.86/1), basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek yaralama suçu (TCK m.86/2) ve ihmal suretiyle kasten yaralama suçunda (TCK m. 88) uzlaştırma hükümlerine tabidir. Bu suçlarla ilgili olarak soruşturma başlatıldıktan sonra savcılık makamı kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delilin mevcut bulunduğu kanaatindeyse, kamu davası açılması talebinde bulunmadan önce dosyayı uzlaştırmacılık bürosuna göndermek zorundadır. Yine uzlaştırmaya tabi bir suçun kovuşturma aşamasında mahkemece uzlaştırma hükümlerinin uygulanmadığının anlaşılması halinde; mahkeme dosyayı uzlaştırmacılık bürosuna iletecektir. Uzlaştırma yolundan bir sonuç alınmaması alınamaması halinde olağan yargılamaya devam edilecektir.
“Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunun uzlaşma kapsamında kalması ve soruşturma aşamasında sanık ile katılanın uzlaşma hususunda beyanlarının alınmaması karşısında 5271 sayılı CMK’nın 254. maddesi gereği tarafların uzlaşma hususundaki beyanları sorulup sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayini gerektiğinin gözetilmemesi hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 3. CD., E. 2014/38647 K. 2015/12985 T. 13.4.2015)
Kasten Yaralama Suçu Hangi Mahkemede Görülür? Görevli ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Kasten yaralama suçunda kural olarak asliye ceza mahkemeleri görevlidir. Ancak kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse bu halde ağır ceza mahkemeleri görevli olacaktır (TCK m.87/4).
Yetkili mahkeme ise suçun işlendiği yer mahkemesidir. Örneğin; Ankara Altındağ’da gerçekleşen bir bıçaklama olayı ile ilgili olarak yetkili mahkeme Ankara ceza mahkemeleridir. Suçun işlendiği yer belli değilse, şüpheli veya sanığın yakalandığı yer, yakalanmamışsa yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacaktır.
Basit Kasten Yaralama Suçunun Cezası Nedir?
Kasten yaralama fiilini gerçekleştiren kişi hakkında verilecek ceza somut olaya göre belirlenecektir. Basit kasten yaralama suçunun cezası TCK m. 86 gereğince; “Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denmektedir.
Kasten yaralama fiilinin basit tıbbi müdahale ile giderilebilir yaralama suçu kapsamında kalması halinde TCK m.86/2 uyarınca cezalandırılacaktır.
Suçun işleniş biçimi, kullanılan araçlar, kime karşı işlendiği, mağdurda meydana gelen sonuçlar, şahsi cezasızlık veya hukuka uygunluk nedenleri gibi etkenlerde somut olay dahilinde değerlendirilerek TCK m. 86 ve devamı hükümlerine göre sanığın alabileceği ceza hesaplanacaktır.
Kasten Yaralama Suçunda Nitelikli Haller Nelerdir? (TCK m.86/3)
Kasten yaralama suçunun;
a) Üstsoya, altsoya, eşe, boşandığı eşe veya kardeşe karşı,
b) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevlisinin sahip bulunduğu nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Silahla,
f) Canavarca hisle,
İşlenmesi halinde, şikâyet aranmaksızın, verilecek ceza (TCK 86/1-2 uyarınca belirlendikten sonra) yarı oranında, (f) bendi bakımından ise bir kat artırılır.
Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Kasten Yaralama Suçu (TCK m.87) ve Cezası
(1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
c) Yüzünde sabit ize,
d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, TCK m.86’ya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren (TCK m.86/1) hallerde üç yıldan, üçüncü fıkraya giren (TCK m.86/3) hallerde beş yıldan az olamaz.
(2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
d) Yüzünün sürekli değişikliğine,
e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, TCK m.86’ya göre belirlenen ceza, iki kat artırılır. Ancak, verilecek ceza, birinci fıkraya giren (TCK m.86/1) hallerde beş yıldan, üçüncü fıkraya giren (TCK m.86/3) hallerde sekiz yıldan az olamaz.
Kasten Adam Yaralama Fiili Sonucunda Kemik Kırılması veya Çıkması Durumunda Verilecek Ceza
Kasten yaralamanın vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olması halinde, TCK m.86’ya göre belirlenen ceza, kırık veya çıkığın hayat fonksiyonlarındaki etkisine göre, yarısına kadar artırılır.
Kasten Yaralama Sonucunda Mağdurun Ölmesi Halinde Fail Ne Kadar Ceza Alır?
Kasten yaralama sonucunda ölüm meydana gelmişse, TCK m.86/1 kapsamına giren hallerde (basit yaralama suçu) sekiz yıldan on iki yıla kadar, TCK m.86/3 kapsamına giren hallerde ise on iki yıldan on sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Kasten Yaralamanın İhmali Davranışla İşlenmesi Nedir? Cezası Nasıl Belirlenir?
Türk Ceza Kanunun 88. maddesinde kasten yaralamanın ihmali davranışla işlenmesi halinde verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilebileceği belirtilmiştir. İhmali hareketle kasten yaralama suçunun işlenebilmesi için kişinin özel bir yükümlülük altında olması ve bu yükümlülüğünü haklı neden olmaksızın yerine getirmemiş olması gerekir. Yukarıda da belirttiğim üzere örneğin; bir otelin havuzunda müşterilerin boğulma tehlikesi yaşaması halinde müdahale ile görevli olan personelin, boğulan bir kimseye müdahale etmemesi sonucunda kişinin geçici sağlık sorunları yaşaması halinde burada ilgili personel ihmal suretiyle kasten yaralama suçunu işlemiştir.
Burada kanun her ne kadar ihmali davranışla yaralama suçunu işleyen kişinin cezasında indirime gidilebileceğini belirtsede; kasten yaralama suçunun icrai veya ihmali hareketle işlenmesi arasında ahlaki, vicdani ve hukuki yönden bir fark bulunmamaktadır. Bu bağlamda verilecek cezada indirime gidilmesinin hiçbir rasyonel açıklaması bulunmamaktadır. Somut olayda sanığın ihmal suretiyle kasten yaralama suçunu işlediği kanaatine ulaşan mahkemenin bu konuda takdir yetkisini kullanarak verilecek cezada indirime gitmemesi gerektiği görüşündeyim.
İhmali davranışla işlenen kasten yaralama suçunda verilecek ceza; icrai hareketlerle gerçekleştirilen yaralama suçu ile aynı olacaktır. Somut olaya göre TCK m.86-88 hükümlerince belirlenecektir.
Kasten Yaralama Suçunda Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı Verilebilir Mi?
Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi sanığın işlediği işlediği suça karşılık verilen cezanın belirli şartlarla hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Somut olayda koşulları mevcutsa kasten yaralama suçunda da hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Kasten Yaralama Suçunda Erteleme Kararı Verilebilir Mi?
TCK m. 51 hükmü kapsamında düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi müessesi, kişinin aldığı cezanın infaz şekli ile ilgilidir. Somut olayda şartlarının bulunması ile hapis cezasının ertelenmesi kararı kasten yaralama suçunda da uygulanabilecektir.
Kasten Yaralama Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları
Basit Tıbbi Müdahale İle Giderilebilir Yaralanma Sonucunda Mağdurun Ölmesi
“Oluşa ve dosya içeriğine göre, maktulün aracının alarm sesi yüzünden maktul ile sanık . arasında başlayan tartışmanın, sanık . kardeşleri olan sanıklar .,., ile maktulün babası ve kardeşi olan katılanlar.,., olay yerine gelmesi üzerine kavgaya dönüştüğü, kavga sırasında sanıkların maktulü elle darp suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladıkları, katılanlar tarafından hastaneye kaldırılan maktulün aynı gün kendisinde var olan kronik kalp hastalığının olayın efor ve stresi ile akut hale gelmesinden dolayı öldüğü ve Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu raporuna göre eylem ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu olayda;
a- Ölüm ile eylem arasında illiyet bağı bulunduğu da gözetildiğinde, sanıkların TCK’nın 85/1. maddesi uyarınca taksirle ölüme neden olma suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 1. CD., E. 2015/6218 K. 2016/553 T. 16.2.2016)
Kasten Yaralama Suçu Ve Zincirleme Suç Hükümleri
“Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.10.2018 tarih, 2015/1-158 Esas, 2018/444 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, “aynı neviden fikri içtima” kuralının uygulanabilmesi için, hareket ya da fiilin hukuki anlamda tek olması, tek fiille birden fazla aynı suçun işlenmiş olması, suç mağdurlarının farklı olması, işlenen suçun TCK’nin 43/3. maddesinde belirtilen suçlardan olmaması ve suç tipinde özel olarak aynı neviden fikri içtima hükmüne yer verilmemesi gerektiği dikkate alındığında,
Sanığın bıçağı sallaması eyleminin hukuki anlamda tek fiil olduğu, sanığın tek fiili ile hem mağdur …’e yönelik olası kastla yaralama suçunu, hem mağdur …’a yönelik silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçunu işlediği, “olası kastla yaralama” ve “silahla kasten yaralamaya teşebbüs” suçlarının ise aynı neviden olduğu hususunda şüphe bulunmadığı ancak, kasten yaralama suçunun TCK’nin 43/3. maddesinde belirtilen suçlardan olması nedeniyle bu suçta zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, dolayısıyla aynı neviden fikri içtima hükümlerinin düzenlendiği TCK’nin 43/2. maddesinin ve ayrıca işlenen suçların farklı nevilerden olmaması nedeniyle TCK’nın 44. maddesindeki fikri içtimanın uygulanma olanağının da bulunmadığı gözetilmeksizin,
Sanığın mağdur …’e yönelik olası kastla yaralama suçundan ve mağdur …’a yönelik silahla kasten yaralamaya teşebbüs suçundan ayrı ayrı cezalandırılması yerine, yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile TCK’nın 44. maddesi uyarınca sadece ağır olan mağdur …’e yönelik kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 3. CD., E. 2019/9660 K. 2019/17213 T. 30.9.2019)
Kasten Yaralama Sonucunda Ölüm Meydana Gelmesi ile Kasten Öldürme Suçu Arasındaki Farka İlişkin Yargıtay Kararı
“Sanığın, kendisi ile görüşmek isteyen katılanı suç tarihinde gece vakti boş bir araziye çağırıp olay yerine öldürmeye elverişli suç aleti bıçak ile giderek toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre yanlarında silahtan sayılacak herhangi bir suç aleti bulunmayan maktule ve katılana sopa ve bıçakla saldırması,
Katılanın olaydan hemen sonra alınan 31/07/2018 tarihli kolluk ifadesinde ve sonrasında alınan istikrarlı beyanlarında belirttiği üzere kendilerine hitaben “sizi öldüreceğim” şeklinde bağırması, sanık savunmalarının aksine alınan adli raporlara göre yüzünde sıyrık ve kalçada hassasiyet dışında yaralanmasının mevcut olmaması,
Maktulün sırt bölgesinden yaralanmasının katılanın olay yerinden kaçmaya çalıştıkları esnada sanığın eylemini sürdürmüş olduğu yönündeki iddialarını doğrulaması, göğüs bölgesindeki diğer yaralanmasının ise kalbe nafiz olup darbe alınan bölgenin hayati öneme sahip olması, nazara alındığında sanığın maktule yönelik eylemine bağlı olarak ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğu değerlendirilmekle kasten öldürme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini yapılmıştır.”(Yargıtay 1. CD., E. 2020/2710 K. 2020/2234 T. 7.10.2020)
Av. Oktay Altunkaya