Alacağın Tahsili Amacıyla Dolandırıcılık Suçu (TCK 159), Şartları ve Cezası

Alacağın Tahsili Amacıyla Dolandırıcılık Suçu Nedir?

Dolandırıcılık suçu TCK m. 157 ve devamında düzenlenmiştir. Dolandırıcılık TCK m.157’de; hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlama davranışı olarak tanımlanmıştır. Dolandırıcılık eyleminin cezalandırılması ile korunan değer kişilerin malvarlığı haklarına ilişkindir. Kanunda dolandırıcılık suçunun basit ve nitelikli halleri belirtilmiş daha sonra söz konusu suça ilişkin özel haller düzenlenmiştir.

TCK m. 159 gereğince; “Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.” denmektedir. Burada dolandırıcılık suçunun hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi hali cezayı hafifletici bir nitelikli hal olarak öngörülmüştür.

Alacağın Tahsili Amacıyla Dolandırıcılık Suçunun Şartları Nelerdir?

Somut olayda alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçunun işlendiğinden söz edebilmek için fail hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla dolandırıcılık fiilini gerçekleştirmelidir. Burada “hukuki bir ilişkiye dayanan alacak” kavramıyla kastedilen sözleşmeden kaynaklanan alacak hakkıdır. Haksız fiil ve sebepsiz zenginleşmeden doğan alacaklar bu madde kapsamında değerlendirilmeyecektir.

Yine, kişinin alacağının hukuki olarak talep edilebilir bir alacak hakkı olmalıdır. Örneğin kumar borcu, zamanaşımına uğramış bir borç vs. alacaklar sebebiyle dolandırıcılık suçunun işlenmesi halinde bu madde uygulanmayacaktır.

“Alacağın Tahsili Amacıyla İşlenen Dolandırıcılık Suçu Şikayete Bağlı Bir Suçtur.”

Alacağının tahsili amacıyla işlenen dolandırıcılık suçu şikayete bağlı bir suçtur. Mağdur fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren altı aylık hak düşürücü süre içerisinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Mağdurun şikayetçi olduktan sonraki süreçte şikayetten vazgeçmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilecektir.

“Sanığın, yanında işçi olarak çalıştığı mağdur …’ten kalan maaşını tahsil edememesi nedeniyle işten ayrıldığı, sonrasında alacağı olan 200,00 TL’yi defalarca mağdurdan istemesine rağmen alamaması üzerine mağdurun sürekli alışveriş yaptığı … Gıda adlı işyerine giderek mağdur adına alacağı tutarında 3 karton sigara aldığının anlaşıldığı olayda;

Sanığın aşamalardaki tüm savunmalarında, alacağını başka türlü tahsil etme imkânının bulunmaması nedeniyle bu şekilde bir yola başvurduğunu belirterek suçlamaları kabul etmemesi, mağdurun da sanığın bu savunmasını doğrulaması karşısında eylemin, TCK’nın 159. maddesinde yer alan ve takibi şikayete tabi olan bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve mağdurun 29.12.2011 tarihli oturumda şikayetinden vazgeçtiği, sanığın da temyiz dilekçesiyle vazgeçmeyi kabul iradesi gösterdiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nın 73/4. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi lüzumu bozmayı gerektirmiştir.” (Yargıtay 15. CD., E. 2014/5441 K. 2016/6482 T. 20.6.2016)

“Cmk M. 253/1-A Hükmü Gereğince Alacağın Tahsili Amacıyla Dolandırıcılık Suçu Uzlaştırmaya Tabi Suçlardandır.”

CMK m. 253/1-a hükmü gereğince alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçu uzlaştırmaya tabi suçlardandır. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı kamu davası açılmasını gerektirecek yeterli şüpheyi oluşturan delilin bulunduğu görüşüne ulaştığında dosyayı ilgili uzlaştırma bürosuna gönderecektir. Mahkeme aşamasında somut davada uzlaştırma hükümlerinin uygulanmadığının anlaşılması halinde dosya uzlaştırma bürosuna tevdii edilmelidir.

Alacağın Tahsili Amacıyla Dolandırıcılık Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları

“Sanığın, hileli hareketlerle canlı hayvan temin edeceğinden bahisle katılandan 4.500 TL almasına rağmen hayvanları getirmeyerek ortadan kaybolmak suretiyle atılı suçu işlediği iddia olunan olayda; mahkemece sanığın eyleminin TCK’nın 159/1. maddesi kapsamında hukuki bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığının kabulü ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, bu suçun oluşabilmesi için sanık ile katılan arasında bir hukuki ilişkinin gerçekte var olması dolandırıcılığın ise bu hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılması gerekmesi karşısında; sanık ile katılan arasında daha öncesinde bir hukuki ilişkinin bulunmaması olay günü canlı hayvanların satışında pazarlık aşamasında katılanın yanında bulunan tanık … ile sanık arasında iddiaya göre daha önceden alışveriş bulunması ve burdaki borca binaen sanığın parayı almasına rağmen hayvanları getirmediğinin belirtilmiş olmasına rağmen sanığın hileli hareketinin katılana yönelik olduğu anlaşlmakla, sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 157/1 maddesinde öngörülen ve 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma kapsamına alınan dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 11. CD., E. 2021/32994 K. 2021/7451 T. 28.9.2021)

“Katılanın yetkilisi olduğu inşaat firmasında sanığın aşçı olarak çalıştığı, katılan tarafından işçilere yatak ve ranza alması için sanığa 1.800 TL para verildiği, sanığın yatak ve ranza satan …’na malları hazırlamasını söylediği ancak malları almadan ve parayı ödemeden gittiğinin iddia edildiği olayda; Sanığın eyleminin TCK’nın 155/2. maddesinde öngörülen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması, BOZMAYI gerektirmiştir.” 

Av. Oktay Altunkaya
Önceki İçerikTCK m.158/1-f ile TCK m.158/1-g Maddelerine İlişkin YCGK Kararı Hakkında
Sonraki İçerikTahliye Taahhütnamesi Nasıl Geçerli Olur?