Kolluğun Durdurma ve Kimlik Sorma Yetkisi

Bu yazımda günlük hayatta gördüğümüz, özellikle büyükşehirlerde daha sıklıkla karşılaşılabilen bir durum olan kolluğun durdurma ve kimlik sorma müessesesinden bahsedeceğim. Kalabalık bir caddede yürürken bizi durdurup kimliğimizi göstermemizi isteyen polisi ya da seyahatteyken belirli noktalarda otobüsü durdurup kimlik kontrolü yapan jandarma personelini hatırlamışsınızdır. Bilinçsiz ve keyfi olarak kullanılması durumunda bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasına ve ihlal edilmesine sebebiyet verilebilecek bu müessesenin hukuki olarak incelenmesi ve değerlendirilmesini önemli buluyorum.

Kolluğun durdurma ve kimlik sorma yetkisi; 2559 sayılı PVSK’nın “Durdurma ve kimlik sorma” başlıklı 4/A maddesinde, jandarma açısından PVSK’nın 25. Maddesinde yapılan atıfta ve 7245 sayılı Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun “Durdurma ve kimlik sorma” başlıklı 7. Maddesinde düzenlenmiştir.

Öncelikle kolluk kavramını açıklamamız gerekirse; Suçun işlenmesinden önce yürütülen düzenleyici, önleyici, koruyucu ve caydırıcı hizmetler ile suçun işlenmesinden sonra suçun aydınlatılmasına yönelik olarak yürütülen soruşturma işlemleri kapsamında olmak üzere; toplumda kanun hakimiyetini, huzur ve güveni sağlamak, kollamak, suçları önlemek, suç ve suçlularla mücadele etmek, suça el koymak ve suçluyu ve suçta kullanılan eşyayı ele geçirmek suretiyle delilleri toplamakla görevli ve yetkili kılınmış bulunan birimlerin tamamına kolluk denmektedir.

Ülkemizde genel kolluk; emniyet teşkilatı mensupları olarak polisler, jandarma teşkilatı mensupları olarak jandarmalar, gümrük teşkilatı mensupları olarak gümrük tekel zabıtaları ve Sahil Güvenlik Komutanlığı mensuplarıdır. Genel kolluğun yanında özel kolluk olarak köy korucuları ve köy bekçileri, kır bekçileri ve çiftçi mallarını koruma kolluğu, orman muhafaza memurları ve orman memurları, özel güvenlik görevlileri ve kolluk yetkisiyle donatılanlar olarak da gemi kaptanı ve TCDD personeli kabul edilmektedir.

Durdurma

2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu m. 4/A gereğince; Kolluk, kişileri ve araçları; tecrübesine ve içinde bulunulan durumdan edindiği izlenime dayanan makul bir sebebin varlığı halinde;

  1. Bir suç veya kabahatin işlenmesini önlemek,
  2. Suç işlendikten sonra kaçan faillerin yakalanmasını sağlamak, işlenen suç veya kabahatlerin faillerinin kimliklerini tespit etmek,
  3. Hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek,
  4. Kişilerin hayatı, vücut bütünlüğü veya malvarlığı bakımından ya da topluma yönelik mevcut veya muhtemel bir tehlikeyi önlemek amacıyla durdurabilir. Makul sebep akla ve mantığa uygun sebeptir.

Yani kolluk durdurma yetkisini; makul bir sebebin ve yukarıdaki dört durumdan bir tanesinin varlığı halinde herhangi bir karara ya da yazılı emre gerek olmadan kanun tarafından verilen yetki ile kendiliğinden kullanabilecek ve görevini yerine getirebilecektir.

Kolluk öncelikle durdurduğu kişiye kendini tanıtmalı, kolluk mensubu olduğunu söylemeli, görev kimliğini göstermeli ve kişiye durdurma sebebini bildirmelidir. Ardından bu durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir; kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibrazını isteyebilir.

Süreklilik arz edecek, fiilî durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi yapılamaz.

Kolluğun durdurma süresine ilişkin olarak örneğin;  hakkında yakalama emri ya da zorla getirme kararı verilmiş olan kişileri tespit etmek amacıyla yapılmış olan bir durdurmada birkaç dakika bazen de, örneğin bir suçun iştirak halinde işlenmesini önlemek veya iştirak halinde bir suç işlendikten sonra kaçan faillerinin yakalanmasını sağlamak amacıyla yapılmış olan bir durdurmada durdurulan ve “öncü” tabir edilen bir aracın arkasından geldiği düşünülen bir başka aracın beklenmesi amacıyla birkaç saat devam edebilecektir.

Ancak durdurma süresi, durdurma sebebine esas teşkil eden işlemin gerçekleştirilmesi için zorunlu olan süreden fazla olamaz. Durdurma sebebinin ortadan kalkması halinde kişilerin ve araçların ayrılmalarına izin verilir.

Polis, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silah veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez.

Kolluğun kimlik sorma yetkisi

Kolluk, bir kişiye kimliğini ya durdurma yetkisinin doğduğu hallerde (m. 4/A3) ya da genel olarak kolluk görevini yerine getirirken (m. 4/A-8) sorabilir. Kimlik sorma işlemi sırasında kolluğun kendisinin kolluk mensubu olduğunu belirleyen belgeyi göstermesi m. 4/A-8 gereği zorunludur. Kollukça usulüne göre kimliği sorulan kişi de bir kimlik belgesi göstermek suretiyle kimliğinin belirlenmesini sağlamak zorundadır. Kolluk hukukunda da kimliğin belirlenmesi çerçevesinde gerekli olan bilgiler, varsa vatandaşlık numarası, ad-soyad, doğum yeri ve tarihi, baba-anne adı ve nüfusa kayıtlı olunan yerdir. Bu bilgiler de; nüfus cüzdanı belgesi, pasaport, sürücü belgesi (ehliyet), evlenme cüzdanından ve öğrenci belgesi, sigorta kartı, memuriyet kimliği vb. belgelerden edinilebilmektedir. İşte kimliği sorulan kişi bu belgelerden herhangi birini göstermek zorundadır. Ancak bir kimsenin üzerinde kimlik belgesi bulunması zorunlu değildir, bulunmaması en azından suç değildir. Öte yandan amaç zaten sadece kişinin kimliğinin, yani kim olduğunun belirlenmesi olduğundan ve m. 4/A-8 c.2 gereği kimliği sorulan kişiye kimliğini ispatlaması hususunda gerekli kolaylığın gösterilmesi de zorunlu olduğundan, kolluk, üzerinde kimliğine ilişkin bir belge bulunmayan kişinin örneğin evini veya işyerini telefonla aramasına izin vermek suretiyle bir yakını vasıtasıyla kimlik belgesinin uygulama mahalline getirilebilmesine olanak sağlamalıdır. Sonuç olarak ifade etmek gerekir ki, kişinin üzerinde bir kimlik belgesi bulundurmaması suç olmasa da, kollukça m. 4/A çerçevesinde kimliği sorulduğunda kimliğinin belirlenmesini öyle ya da böyle sağlamak zorundadır. Nitekim “kimliği bildirmeme” Kabahatler Kanunu’nun 40. maddesi hükmüyle bir kabahat olarak tanımlanmıştır. Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, ilgili kamu görevlisi tarafından idari para cezası verilir.

Kimlik sorma işlemi sırasında kişinin en fazla ne kadar süreyle tutulabileceği konusunda kanunda bir açıklık yoktur. Kimlik hemen belirlenirse zaten sorun yoktur. Bu kişinin ayrılmasına hemen izin verilebilmelidir. Kimliğinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır. Gözaltına ve tutuklamaya karar verme yetkisi ve usûlü bakımından 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır.

Kimliğinin tespiti amacıyla tutulan kişiye, kimliği tespit edildikten sonra ve talepte bulunması halinde, bu amaçla tutulduğuna ve tutulma süresine dair bir belge verilir. Kişinin kimliğinin belirlenmesi durumunda, bu nedenle gözaltına alınma veya tutuklanma haline derhal son verilir.

Nüfusa kayıtlı olmadığı için kimliği tespit edilemeyen kişilerin nüfusa kayıtlarının temini için gerekli işlemler yapıldıktan sonra, 5 inci maddeye göre fotoğraf ve parmak izi tespit edilerek kayda alınır.

Kimliği tespit edilemeyen kişinin yabancı olduğunun anlaşılması halinde, 5682 sayılı Pasaport Kanunu ve 5683 sayılı Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.

Durdurma ve kimlik sorma yetkisinin hukuka uygun olmayarak kullanılmasının hukuksal sonuçlarına bakacak olursak;

1) Kanunlarca kendilerine tanınmış bulunan görevleri yerine getirirken ve yetkileri kullanırken iç disiplin kurallarına uymak zorunda olduklarından, durdurma ve kimlik sorma işlemi sırasında hukuka aykırı davranmaları halinde kolluk mensuplarının ilk karşılaşacağı sonuç kuşkusuz disiplin sorumluluğudur.

2) Buna bir de, durdurma ve kimlik sorma işlemi sırasında yapılacak her hangi bir hukuka aykırı davranış aynı zamanda genel olarak bir haksız fiil anlamı da taşıyacağından, ilgili kolluk mensubunun hakkı ihlal edilen kişiye karşı özel hukuk çerçevesindeki tazminat sorumluluğunu eklemek gerekir.

3) Durdurma ve kimlik sorma işlemi sırasında kolluk mensubunca yapılan hukuka aykırılık, örneğin “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” (TCK m.109) suçunda olduğu gibi ceza kanunlarınca zaten bir suç olarak tanımlanmışsa, bu suçtan dolayı cezai sorumluluk gündeme gelecektir.

4) Durdurma ve kimlik sorma işlemi sırasında yapılacak hukuka aykırılığın belki de en önemli sonucu, bu işlemin icrası sırasında ele geçirilen bilgi ve bulguların delil değeri kazanamayacak oluşudur.

Değinilmesi gereken bir diğer konu ise; kolluğun bu durdurma ve kimlik sorma sırasında

Adlî Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği m. 27 hükmü gereğince; durdurma üzerine aşağıdaki işlemler yapılır:

  1. Durdurulan kişi üzerinde giysilerinden herhangi birisi çıkarılmaksızın, yoklama biçiminde bir kontrol yapılır. Bu işlem sonucunda, kişide silâh bulunduğu sonucunu çıkarmaya yeterli şüphe meydana gelirse, memur kendiliğinden silâh ve diğer suç eşyası araması yapabilir.
  2. Yoklama suretiyle kontrol, kişinin cinsiyetinde bulunan görevli tarafından yapılır.
  3. Yapılan kontrolün konusu ve sebepleri ilgiliye açıklanır.
  4. Bir kişinin veya aracın durdurulma süresinin, şartlara göre makul olması ve kontrol için ayrılan süreyi aşmaması gerekir.
  5.  Yoklama suretiyle kontrol, kişiye en az sıkıntı verici şekilde yapılır.
  6. Yapılan kontrolün neticesinde suça ilişkin iz,eser,emare ve delil elde edilirse, kişi yakalanır.
  7. Uyuşturucu gibi belirli bir şeyin, kişinin herhangi bir yerinde gizlendiği düşünülüyorsa, daha geniş çaplı kontrol yapılabilir.
  8. Yoklama suretiyle kontrol, kişinin veya aracın ilk durdurulduğu yerde veya o yerin yakınında, mümkün olduğu kadar başkalarının göremeyeceği tarzda yapılır. Başka yere götürülerek kontrol yapılamaz.
  9.  Makul sebebi oluştuğu takdirde, daha geniş kapsamlı kontrol yapılması için, kolluk aracından veya yakındaki kapalı bir yerden yararlanılabilir.
  10. Kontrolden sonra talep üzerine olay yerinde derhâl bir tutanak düzenlenir. Kolluk, durdurduğu kişi üzerinde veya aracında silâh veya tehlike oluşturan diğer bir eşyanın bulunduğu hususunda yeterli şüphenin varlığı halinde, kendisine veya başkalarına zarar verilmesini önlemek amacına yönelik gerekli tedbirleri alabilir. Bu amaçla kişinin üzerindeki elbisenin çıkarılması veya aracın, dışarıdan bakıldığında içerisi görünmeyen bölümlerinin açılması istenemez. Ancak el ile dıştan kontrol edebilir.

Yasal şartları bulunmuyorsa durdurulan ve kimliği sorulan kişi kesinlikle aranamaz, üzerinde başkaca bir koruma tedbirine de müracaat edilemez. Örneğin AÖAY’nin 27. maddesinin beşinci fıkrasının (a) bendinde yapılmış olduğu gibi sıvazlama, kontrol ya da yoklama gibi ifadelerle arama kurumu yerine başka kelimeler bularak bu konudaki yasal düzenlemelerin önüne geçilemez.

Hukuk düzenimizde önleme ve adli amaçlı olmak üzere sadece iki tür arama mevcuttur. Aramanın bunlardan başka bir türü bulunmamaktadır. Şartları anayasal hükümler çerçevesinde kanunlarca açıkça düzenlenmiş bulunan (CMK m. 116 vd. ve PVSK m. 9) bu iki arama türünün kanun dışı tasarruflarla ihdas edilen yoklama, kontrol, sıvazlama gibi kurumlarla aşılması söz konusu olamaz. Yapılması gereken, eğer isteniyorsa bu tür durumlar için kolluğa üçüncü tür bir arama imkan ve yetkisini kanunla vermektir.

Ancak bununla birlikte şu anki mevcut düzenlemeler çerçevesinde bile, durdurulan kişinin üzerinde veya aracında silah veya tehlike arz eden bir eşyanın bulunabileceği hususunda kuşku hasıl olmuşsa ya da durdurma ve/veya kimlik sorma işlemine başlangıçta dayanak yapılan nedenden bağımsız ve sonradan öngörülmeyen veya beklenmeyen bambaşka bir durum gelişmişse, örneğin görevini yerine getirirken kolluk, durdurduğu/kimliklerini sorduğu kişi veya kişilerin sözlü veya fiili saldırılarına maruz kalmışsa uygulayıcı kolluk görevlilerini, ilgili kişiyi ve diğer kişileri koruma amacıyla gereken her türlü tedbir kuşkusuz alınabilecektir.

Son olarak bir kere daha işaret etmek gerekir ki, durdurma ve kimlik sorma yetkisi kullanılıp bu görev yerine getirilirken yapılacak en küçük hukuka aykırılığın bile başta bu işlemde ulaşılan bilgi ve bulguların delil değeri kazanamaması olmak üzere disipliner, hukuki ve cezai sonuçları vardır.

Av. Oktay Altunkaya
Sonraki İçerikYakalama nedir? Yakalananın hakları nelerdir? Yakalamaya itiraz edilebilir mi?