Esrardan Yakalanan Kaç Yıl Ceza Alır?

Esrar Nedir?

Esrar; kenevirden elde edilen ülkemizde ve dünyada en sık kullanılan uyuşturucu maddelerden birisidir. Kullanılmasıyla kişide keyif verici, rahatlatıcı ve sarhoş edici vs. etkiler meydana getirmektedir. Diğer uyuşturucu veya uyarıcı maddelere göre daha ucuz olması, bir görüşe göre bireye zararının daha az olması gibi nedenler esrarın tercih edilmesinde etkili olduğu bilinmektedir.

Hatta bazı ülkelerde (Hollanda, Uruguay, ABD’nin bazı eyaletleri vs.) esrarın insan sağlığına dikkate alınacak ölçüde bir zararının olmadığı ileri sürülerek suç olmaktan çıkarılmıştır.

Esrar Kullanmak Suç Mudur? (TCK m.191)

5237 Sayılı Türk Ceza Kanununun 191. maddesine göre esrar kullanmak, kullanmak için satın almak, bulundurmak, kabul etmek suçtur. Buna göre; esrar maddesini kullanmak suç olduğu gibi; esrarı kullanmak amacıyla kabul eden, satın alan, bulunduran da suç işlemiş olmaktadır. Dikkat edilmesi gereken konu; burada kanun koyucu kişideki niyeti yani kastı göz önünde bulundurarak bir değerlendirme yapmıştır. Kişinin esrar maddesini kullanmak amacıyla mı yoksa ticari amaçlarla mı aldığı verilecek ceza açısından büyük önem arz etmektedir.

Esrar Satmak Suç Mudur? (TCK m.188/3)

Esrar satmak Ceza Kanunumuzun 188/3. maddesine göre suçtur. Bu bağlamda esrar maddesini satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi uyuşturucu madde ticareti suçundan dolayı cezalandırılacaktır. Yukarıda belirttiğimiz üzere; esrar kullanma ve esrar ticareti yapma suçları arasında genel olarak temel fark failin kastı dikkate alınarak belirlenecektir.

Esrardan Yakalanan Kaç Yıl Ceza Alır?

Esrardan yakalanan kişinin kaç yıl ceza alacağı sorusunun cevabını verebilmek için; öncelikle kişi esrarı ne amaçla bulundurmaktadır? Kullanıcı mıdır? Yoksa Satıcı Mıdır? Bu husus tespit edilmelidir.  Örneğin; kişi kolluk görevlilerince esrar ticareti yaparken suçüstü olarak yakalanmışsa burada uyuşturucu ticareti suçu oluşacaktır. Ve buna göre bir ceza alacaktır. Kişinin davranışları, ifadesi, beyanları, dosyada bulunan diğer deliller burada kastının belirlenmesi açısından önemlidir.

Şüphelinin esrarı ne amaçla bulundurduğu, satın aldığı vs. belirlenemiyorsa Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirttiği çeşitli ölçütleri de dikkate alınarak bir inceleme yapılacaktır. Örneğin; kişide ne kadar miktarda bir esrarın yakalandığı oldukça önemlidir. Adli raporlar uyarınca bir kişinin günlük esrar kullanım miktarının ortalama olarak 1-1,5 gram ve 2-3 defa olabileceği belirtilmektedir. Ortalama bu miktarlar üzerinden günlük ve yıllık esrar kullanım miktarı belirlenebilecektir. Ve bu doğrultuda kişinin kullanma ya da satma kastı ile hareket ettiği konusunda değerlendirme yapılabilecektir.

Şüpheliye yapılan kan, idrar, saç vs. testlerle esrar kullanıp kullanmadığı yine tespit edilebilecektir. Esrar yakalatan kişinin ev, işyeri vs. mekanlarında birden çok uyuşturucu veya uyarıcı madde çeşidi olması, hassas terazi, fazlaca küçük paketler, esrarın gizli bölmelere saklanması vs. birçok hal somut durumun özelliğine göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Bir başka ölçüt de; şüphelinin ekonomik durumu, mesleği ve sosyo-ekonomik halidir. Kişinin çalışmaması, bir mesleğinin olmamasına rağmen çok fazla zengin olması yine şüphelinin kullanıcı ya da satıcı olduğunun tespitinde dikkate alınabilecektir.

Elbette bu münferit hallerin tek başına veya birkaçının somut olayda olması mutlaka “bu kişi esrar kullanıcısıdır veya satıcısıdır” demek değildir. Tüm dosya içeriğindeki ifade, beyan, bilgi, belge ve deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılmalıdır.

Şüphelinin esrarı ne amaçla bulundurduğu, satın aldığı vs. hususlar tespit edildikten sonra kişinin etkin pişmanlık, delillerin hukuka aykırı olup olmadığı, hukuka uygunluk nedenleri (zorunluluk hali), nitelikli  haller vs. de göz önünde bulundurularak kişiye bir ceza verilecektir. Ayrıca kişinin esrar yakalatmaktan dolayı aldığı sonuç cezanın yatarı İnfaz Hukuku kapsamında değerlendirilecektir.

Belirtmemiz gerekirse; şüpheli hakkında esrar kullanma veya satma fiillerini gerçekleştirdiği isnatlarının her türlü şüpheden uzak, açık ve kesin bir şekilde yapılan muhakeme sonucunda ortaya konulamaması halinde kişi beraat kararı da alabilecektir.

Yargılama sonucunda şüphelinin esrar ticareti yaptığı kanaatine ulaşıldığında (TCK m.188/3) on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası verilecektir.  Ancak uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.

Esrar satışının; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi, hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

Yine esrar ticareti suçunun, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılacaktır. Tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde de verilecek ceza yarı oranında artırılır.

Kullanmak için esrar satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.

Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.

Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.

Yani şüphelinin kullanıcı olduğu veya kullanım amacıyla esrar bulundurduğu sonucuna ulaşılırsa; kişi hakkında esrar kullanmaktan dolayı açılan soruşturmada öncelikle 5 yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecek, kişinin bu süre zarfında yükümlülüklerine uymaması veya yeniden uyuşturucu/uyarıcı madde kullanması halinde erteleme kararı bozulacak ve kişi hakkında 2 ile 5 yıl arasında bir hapis cezasına hükmolunacaktır.

Başkasına Karşılıksız Esrar Verme Uyuşturucu Ticareti Mi Sayılır?

TCK m. 188/3’e göre; uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi başkalarına veren kişi de uyuşturucu ticareti suçunu işlemiş olacaktır. Uygulamada kişilerin sıklıkla yakındığı üzere; “ben uyuşturucu verdim ama karşılığında para almadım.” savunması ilgili kanun maddesi bağlamında suçun oluşmasını engellememektedir. Örneğin; esrar maddesini bir kimseye karşılığında bir bedel almaksızın veren kişide esrar ticareti yaptığı gerekçesiyle aynı oranlarda ceza alacaktır.

Arkadaşıma Ücretsiz Esrar Verdim. Beraber Kullandık. Ceza Alır Mıyım?

Yukarıdaki soruda cevapladığım üzere; bir kimseye herhangi bir bedel almaksızın uyuşturucu/uyarıcı madde vermek uyuşturucu ticareti suçunu oluşturur. Ancak Yargıtay kendisinde bulunan esrardan arkadaşına da karşılığında para almaksızın vermesini ve daha sonra beraber kullanmaları halinin uyuşturucu ticareti suçu kapsamında değerlendirilmemesi gerektiği yönünde kararlar vermektedir.

“ Sanığın başkalarına esrar verdiğine ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı, kendisine ait esrarı arkadaşlarıyla birlikte içmesinin “başkalarına devretme” suçunu oluşturmayıp “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu kapsamında kaldığının dikkate alınmaması BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 10. CD., E. 2008/2872 K. 2010/26366 T. 08.12.2010)

İlk Kez Esrardan Yakalanan Kişi Ceza Alır Mı?

İlk kez esrardan yakalanan kişi hakkında soruşturma başlatıldıktan sonra Cumhuriyet savcılığı; yukarıda da belirttiğimiz kriterlere göre (kişinin davranışları, yakalatılan esrar miktarı, esrar kullanması vs. birçok etken) bir değerlendirme yapar. Ve şüphelinin kullanım amacıyla esrar bulundurduğunu, satın aldığını vs. görüşüne varırsa şartları aranmaksızın beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilecektir. Bu süre içerisinde belirli denetim ve tedavilere de tabi tutulabilecektir. Erteleme kararından itibaren beş yıllık sürede  şüpheli yükümlülüklerine uygun davranırsa ve tekrardan uyuşturucu/uyarıcı madde kullanmazsa sürecin sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilecektir. Bir başka deyişle ceza almamış olacaktır.

Ancak savcılık makamı esrar yakalatan şüphelinin ticari amaçlarla hareket ettiği görüşüne ulaşırsa bu halde; soruşturma süreci devam edecek ve kişi yargılama sonucunda TCK m.188/3 gereğince cezalandırılacaktır.

Esrar Maddesinde Günlük Kişisel Kullanım Sınırı Nedir?

Esrar maddesinin günlük kişisel kullanım miktarı  genel olarak adli raporlarda ortalama bir veya bir buçuk gram doz olarak günde 2-3 defa alınabileceği belirtilerek; bu miktarların aksine bir hal olmadığı sürece kullanım amacıyla esrar bulundurulduğu kabul edilmesi gerektiği yönünde açıklanmıştır. Ancak esrarın kişisel kullanım sınırı somut olaya göre göre değişebilecektir. Örneğin kişinin belirtilen bu miktarların çok üzerinde/altında bir günlük esrar kullanımının olması da mümkündür.

Yine bu soru kapsamında belirtmem gereken bir husus; şüphelinin günlük, aylık, yıllık vs. kullanım miktarı sınırını aşmayan miktarda bir esrar yakalatması halinde (örneğin 10 gram)  dosya dahilindeki delillerden kişinin kastının uyuşturucu ticareti yapmak olduğu anlaşılıyorsa; burada artık kullanım sınırı miktarını aşıp aşmadığına bakılmaz ve kişi TCK 188/3’e göre uyuşturucu ticareti yapma suçundan ceza verilir. Çünkü kişinin kastının ticari olduğu anlaşılmıştır.

“Sanığın evinde ele geçirilen 48 kök dişi hint keneviri, şahsi esrar ihtiyacını karşılamaya yeteceği yerleşik Yargıtay kararları ile belirlenen 20 kökün iki katından daha fazla olması nedeniyle sanığın yetiştirdiği dişi hint kenevirlerinden elde ettiği esrarı da artık ticari amaçla elde ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğundan..” (Antalya BAM, 12. CD., E. 2019/207 K. 2020/1103 T. 24.6.2020)

Esrar Kullanma, Satma, Verme, Yakalatma vs. Konularla İlgili Yargıtay Kararları

Esrar Bulundurma 

“Olay tutanağı içeriğine, kamera kayıtlarından çıkarılan fotoğraflara, diğer sanıklardan K2 ’in beyanına ve sanığın dolaylı ikrarına göre; araç içinde el freni yanında bulunan gazete kâğıdına sarılmış 59,55 gram esrarın, diğer sanık K5 tarafından sanığa verildiği ve sanığın bu esrarı aldıktan sonra kolluk görevlilerini görünce el freni yanına gizlediği anlaşıldığından; sanığın eyleminin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 10. CD., E. 2008/8977 K. 2011/55517 T. 05.10.2011)

Esrar Ticareti Yapma

“Olay tutanağı içeriğine, kamera kayıtlarına, diğer sanıkların beyanlarına ve sanığın kabulüne göre; sanık ile diğer sanıkların içinde bulunduğu aracın bulunduğu yerin 10-15 metre yakınındaki çuval içinde 4 ayrı poşet halinde toplam 1382,73 gram esrar ile aracın el freni yanına gizlenmiş 59,55 gram esrarın ele geçirildiği, bu esrarların sanık tarafından getirildiği, araç sürücüsü olan diğer sanık K3 ’in aracında bunları istemediğini bildirmesi üzerine, sanığın içinden bir miktar alıp önde oturan sanık K4 ’e verdiği, geri kalan kısmın ise K3 tarafından dışarı atıldığı anlaşıldığından; diğer sanık K4 ’e bir miktar esrar vermesi ve ele geçen esrarın miktarı nedeniyle sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı biçimde hüküm kurulması hukuka aykırıdır.” (Yargıtay 10. CD., E. 2008/8977 K. 2011/55517 T. 05.10.2011)

“Sanık K1 ‘ın alıcı görevlilere 25.03.2013 tarihinde 10 TL karşılığında net 0,43 gram esrar vermesi üzerine “satmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu belirlenmiş ve delili elde edilmiş olduğu halde, aynı görevlilerin doğrudan sanığa giderek 31.03.2013 tarihinde 1 adet uyuşturucu madde içeren hap ve 07.08.2013 tarihinde net 0.5 gram esrar almaları, sanık K2 ‘in alıcı görevlilere 16.05.2013 tarihinde 20 TL karşılığında net 0,5 gram esrar vermesi üzerine “satmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu belirlenmiş ve delili elde edilmiş olduğu halde, aynı görevlilerin 17.05.2013 tarihinde doğrudan giderek sanıktan 2 adet uyuşturucu madde içeren hap satın almaları şeklinde gerçekleşen eylemlerin TCK’nın 43. maddesi anlamında ayrı bir suç oluşturmayacağı gözetilmeden, sanıklar hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini, BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 10. CD., E. 2015/1383 K. 2015/29761 T. 19.03.2015)

Esrar Suçları ve Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi

“Her ne kadar ihbara konu edilen esrar maddesi sanıklardan M..R..’in evinin 20 metre yakınında ele geçirilmiş ise de; sanık Muhammed’in evinde, sanık Nazif’in aracında ve her iki sanığın üzerinde yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanılmamış olup, ele geçen uyuşturucu maddenin de sanıklara ait olduğunu gösterir somut bilgiler içermeyen ve kim tarafından da yapıldığı belli olmayan ihbar dışında, sanıkların yüklenen suçu işlemediklerine ilişkin savunmalarının aksine her türlü şüpheden uzak somut delil bulunmadığı gözetildiğinde, sanıkların atılı suçu işlediği hususu şüphe boyutunda kalmaktadır. Mahkumiyet hükmü kurulabilmesi için suçun her türlü şüpheden uzak bir şekilde sabit olması gerekmekte olup, aksi durumda evrensel bir ilke olan şüpheden sanık yararlanır ilkesi uyarınca, sanıkların beraatına hükmolunmalıdır.” (Yargıtay CGK., E. 2014/613 K. 2015/35 T. 10.3.2015)

Esrar Ticareti Yapmanın Cezasına İlişkin Yargıtay Kararı 

“2313 Sayılı Yasaya Muhalefet Etme suçu yönünden kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu sanığın ikrarı, uzmanlık raporu ve tüm dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesinin suçun sübutuna ve ekili kenevir bitkisi sayısına göre hukuki nitelendirmeye yönelik takdir ve değerlendirmesinin yerinde olduğu, delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının kesin verilerek dayandırıldığı anlaşıldığından sanık müdafinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

Ancak sanığın kişisel kullanım amacı dışında hint keneviri bitkisi ekildiği kabul edilmesine ve ele geçirilen kubar esrar maddesinin ekilen bitkilerden elde edildiği kabul edilmesine rağmen suç vasfının tayini yönünde çelişkiye düşülerek sanığın uyuşturucu madde ticareti suçunun sübut bulmadığı gerekçesiyle beraat hükmü kurulmasında isabet görülmemiştir.

Hint kenevir bitkisini kişisel kullanım amacı dışında eken sanığın bundan elde ettiği esrar maddesini kullanma amaçlı bulundurduğunun kabul edilmesi mümkün değildir. 

Sanığın ikrarı, uzmanlık raporu ve tüm dosya kapsamına göre o yer Cumhuriyet Savcısının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin uyuşturucu madde ticareti suçundan kurduğu beraat hükmünün ortadan kaldırılarak suçun işleniş şekli, suça konu madde miktarı ve meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığına göre takdiren TCK’nın 188/3 maddesi gereğince temel cezanın alt sınırdan tayini ile sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının, TCK’nın 52/2. maddesi uyarınca, sanığın ekonomik, kişisel ve sosyal durumu göz önüne alınarak yapılan değerlendirme sonucu alt sınırdan uzaklaşılmasını gerektirir bir neden bulunmadığından adli para cezasının her bir gününün takdiren 20 TL hesabıyla 16.660 TL adli para cezasına çevrilmesine ve sanığın sonuç olarak 8 YIL 4 AY HAPİS VE 16.660 TL ADLİ PARA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA karar verilmiştir.” (Antalya BAM, 12. CD., E. 2019/207 K. 2020/1103 T. 24.6.2020)

“Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; Kolluk görevlilerinin sanığın evinin olduğu bahçeye geldiklerinde, sanığı yalın ayak halde evinin yan tarafından eve doğru gelirken görmeleri, sanığın yakalandığında telaşlı hareketler sergilemesi, çuvallara konulan esrarın sanığın yer göstermesi olmaksızın sanığın ayak izlerinin takip edilmesi sonucunda bulunması karşısında; suça konu uyuşturucu maddenin sanık …’e ait olup onun tarafından saklandığının, seralarda dikili halde bulunan 370 kök kenevir ile birlikte değerlendirildiğinde de ele geçirilen 741,76 gram esrarın kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunun ve buna bağlı olarak sanık …’in üzerine atılı suçun sabit olduğunun hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık ve kesin şekilde ispatlanmış olduğu anlaşılmaktadır.

Belirtilen nedenlerle, esrarı bahçe dışına taşıyarak gizlemeye çalışan sanık …’in, yapılan arama sırasında uyuşturucu maddenin ortaya çıkarılmasında kolluk görevlilerine yardımcı olmadığı gibi, suç konusu esrarın kendisine ait olduğuna ve satmak amacıyla sökerek çuvallara koyduğuna dair ikrarının da kendi suçunun ortaya çıkması ve suç niteliğinin tespiti açısından etkili olmadığı, bu nedenle TCK’nun 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık şartlarının oluşmadığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay CGK., E. 2015/1068 K. 2017/295 T. 30.5.2017)

Esrarın Kullanmak İçin Uyuşturucu Madde Bulundurmak Suçunu Mu Yoksa Uyuşturucu Madde Ticareti Suçunu Mu Oluşturduğunun Tespit Edilmesine İlişkin Yargıtay Kararı

“Uyuşturucu madde bulundurma eyleminin, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturduğunun tespitinde belirgin rol oynayan husus, bulundurmanın amacıdır. Ceza Genel Kurulunun 15.06.2004 gün ve 107-136 ile 06.03.2012 gün ve 387-75 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da belirtildiği üzere, uyuşturucu madde bulundurmanın, kullanma maksadına matuf olduğunun belirlenmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı kriterler bulunmaktadır.

Bunlardan ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satma, devir veya tedarik etmek hususunda herhangi bir davranış içine girip girmediğidir.

İkinci kriter, uyuşturucu maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Kişisel kullanım için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin genellikle evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Buna karşın uyuşturucunun ev veya işyerine uzakta, çıkarılıp alınması güç ve zaman gerektiren depo, mağara, samanlık gibi bir yere gizlemesi kullanma dışında bir amaçla bulundurulduğunu gösterebilir.

Yine, uyuşturucunun çok sayıda özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde olması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartım sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yerde veya yakınında, hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirtidir.

Üçüncü kriter de, bulundurulan uyuşturucu maddenin çeşit ve miktardır. Uyuşturucu madde kullanan kimse genelde bir ya da benzer etki gösteren iki değişik uyuşturucu maddeyi bulundurur. Bu nedenle değişik nitelikte ve farklı etkileri olan madde, esrar ve amfetamin içeren tabletleri birlikte bulunduran sanığın bunları satmak amacıyla bulundurduğu kabul edilebilir.

Kişisel kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliğine, cinsine ve kalitesine göre değişiklik göstermekle birlikte, Adli Tıp Kurumunun mütalaalarında esrar kullananların her defasında 1-1,5 gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebildikleri bildirilmektedir.

Esrar kullanma alışkanlığı olanların bunları göz önüne alarak, birkaç aylık ihtiyaçlarını karşılayacak miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında veya ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri de adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur.

Buna göre, esrar kullanan faillerin olağan sayılan bu süre içinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları halinde, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı kabul edilmelidir.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Esas: 2014/10-7, Karar: 2014/322)

Av. Oktay Altunkaya
Önceki İçerikKiracı Kirayı En Fazla Kaç Gün Geciktirebilir?
Sonraki İçerikHagb Kararına Uyulmaması Nedeniyle Açılan Davanın Sonucunda Ne Olur?