Alkollü Araç Kullanma Suçu ve Cezası

Alkollü Araç Kullanma Suçu Nedir? Şartları Nelerdir?

Alkollü olarak araç kullanma hukuk düzenimizde idari ve cezai yaptırımlara tabi tutulmuş haksız bir eylemdir. Trafik içerisinde bireylerin ve araçların zarar görmemesi, olağan bir şekilde trafik akışının, yol güvenliğinin sağlanması amacı ile sürücüler araç kullanma ile ilgili kurallara özenle riayet etmelidirler. Sürücülerin trafik kurallarına uygun davranmadığı hallerde başta kendisine olmak üzere; trafikte bulunan diğer araç ve kişilere ağır ve geri dönülemez zararlar verilebilmektedir. Sürücülerin araç kullanırken sahip olması nitelikler ve sınırlar hukuk sistemimiz içeriğine bilimsel araştırma ve sonuçlar kapsamında eklenmiştir. Dolayısıyla bireyler sorumlu ve dürüst bir vatandaş olarak buna uygun davranışlar sergilemelidir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun “Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı” başlıklı 48. maddesinde alkollü araç kullanmaya ilişkin düzenlenmeler yapılmıştır. Buna göre;

Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı:

“Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmeleri yasaktır.

Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılır.

Kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulması zorunludur. Teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücüler, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır. Bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümleri, beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanır.

Trafik kazası sonucunda kişinin ölmesi veya teknik cihaza üfleyemeyecek kadar yaralanmış olması hâlinde, üçüncü fıkra hükümlerine göre bu kişilerden kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınır.

Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır. Alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri her seferinde beşer yıl süreyle geri alınır. Sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen süreler, geçici alma süresinin bitiminde başlar.

Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179 uncu maddesinin üçüncü fıkrası hükümleri uygulanır.

Hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücülere 3.600 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi beş yıl süreyle geri alınır. Bu kişiler hakkında ayrıca Türk Ceza
Kanunu hükümleri uygulanır. Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır.

Sürücünün uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığından şüphe edilmesi hâlinde 5271 sayılı Kanunun adli kolluğa ilişkin hükümleri uygulanır.

Alkollü olarak araç kullanması nedeniyle son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde sürücü belgeleri ikinci defa geri alınan sürücüler Sağlık Bakanlığınca, usul ve
esasları İçişleri, Millî Eğitim ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine; üç veya üçten fazla geri alınan sürücüler ise psiko-teknik
değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar.

Sürücü belgelerinin geçici geri alma işlemleri bu Kanunun 6 ncı maddesinde sayılan görevliler tarafından yapılır.

Bu madde hükümlerine göre geri alınan sürücü belgesinin iade edilebilmesi için; ilgili kişi hakkında trafik kurallarına aykırılık dolayısıyla bu Kanun hükümlerine göre verilmiş olan idari
para cezalarının tamamının tahsil edilmiş olması; uyuşturucu veya uyarıcı madde alması nedeniyle sürücü belgesi geri alınanların ayrıca sürücü olmasında sakınca bulunmadığına dair resmi sağlık kurumlarından alınmış sağlık kurulu raporunun ibraz edilmesi şarttır.

Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esaslar yönetmelikte gösterilir.” 

Görüldüğü üzere alkollü araç kullanma halinde kanun çeşitli ihtimallere göre farklı yaptırımlar öngörmüştür. Ancak kesin olarak alkollü olan sürücülerin karayolunda araç kullanmaları yasaklanmıştır. Alkollü araç kullanan sürücü herhangi bir şekilde karayolunda kolluk görevlilerince durdurulması, çevrilmesi durumunda ilk olarak sürücünün alkollü olup olmadığının tespiti için teknik cihazlarla ölçüm yapılacaktır. Diğer bir deyişle kolluk görevlileri tarafından sürücüden alkol ölçüm cihazına üflemesi, ölçüm yaptırması istenecektir.

Peki Alkollü Olduğu Konusunda Şüphe Duyulan Sürücü Alkol Cihazına Üflemek Zorunda Mıdır?

Alkollü olduğundan şüphe duyulan sürücü hakkında kolluk görevlileri teknik cihazlarla ölçüm yapmak isteyeceklerdir. Sürücü rızası olması halinde söz konusu alkol ölçüm cihazına üfleyebilir ve ölçüm yaptırabilir. Ancak rızası olmaması durumunda kolluk görevlileri sürücünün alkol ölçüm cihazında ölçüme rıza göstermesi konusunda baskı yapamaz. Bu halde kolluk görevlileri sürücünün “teknik cihazlarla ölçüm yaptırmak istemediğine” ilişkin tutanak düzenleyecektir. Ardından Ceza muhakemesi Kanunun “Şüpheli veya sanığın beden muayenesi ve vücudundan örnek alınması” başlıklı m.85 hükümlerini uygulayabilecektir. Bu anlamda sürücü bir sağlık kuruluşuna götürülerek alkol ölçümünde kullanılmak üzere kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınabilecektir. Fakat bu sağlık kuruluşundan örnek alma işleminin yapılabilmesi için mahkeme veya hakim kararı gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının kararının bulunması gerekmektedir. Cumhuriyet savcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur. Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlar hükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz. Dolayısıyla sürücünün alkolmetrede ölçüm yapmaması gerekçe gösterilerek doğrudan örnek alma işlemi yapılamaz. Ayrıca sürücünün hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısınca verilen muayene veya örnek alma kararına itiraz hakkı da bulunmaktadır. Sürücü kendisine söz konusu muayene ve örnek alma işlemi yapılmasının haksız olduğunu düşünüyorsa mutlaka itiraz hakkını kullanmalıdır.

Sürücünün alkol ölçümü yapıldıktan sonra çıkan değer; hususi araçlarda 0.50 promilin altında ise kişinin alkollü araç kullanma ile ilgili adli veya idari bir cezası yoktur. Ancak alkol ölçümü sonucunda çıkan değer hususi araçlarda 0.50 promil ve diğer araçlarda (örneğin ticari araçlar) 0.20 promilin üzerinde ise alkollü sürücü idari para cezası, ehliyetinin alınması ve adli süreç kapsamında yaptırımlarla karşılaşacaktır.Yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgesi altı ay süreyle geri alınır. Hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırı 0.21 olarak uygulanır. Alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verilir ve sürücü belgeleri her seferinde beşer yıl süreyle geri alınır. Sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen süreler, geçici alma süresinin bitiminde başlar.” 

Söz konusu idari para cezaları her yıl güncellenmektedir. Buna göre; 2021 yılı itibariyle alkollü sürücüye (beş yıl içerisinde) ilk seferde 1339 TL , ikincisinde 1679 TL ve üçüncü defa alkollü araç kullanma halinde 2698 TL idari para cezası verilecektir.

Kanun koyucu trafik güvenliği, bireylerin temel hak ve özgürlükleri kapsamında; alkollü araç kullanan sürücünün idari yaptırımların yanı sıra adli olarak da sorumluluğuna gidelebileceği yönünde düzenlemeler yapmıştır. Türk Ceza Kanununun “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” başlıklı m.179/3  uyarınca;  “Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denmektedir. Yapılan tespit sonucunda, 1.00 promilin üzerinde alkollü olduğu tespit edilen sürücüler hakkında ayrıca Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde düzenlenen Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma suçunu işlediği sebebiyle sürücünün cezalandırılması talepli soruşturma başlatılacaktır. Yine, hususi otomobil sürücüleri bakımından 0.50 promilin, diğer araç sürücüleri bakımından 0.20 promilin üzerinde alkollü olan sürücülerin trafik kazasına sebebiyet vermesi hâlinde, ayrıca Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. Somut olayda başka bir suç oluşmaması halinde yani sadece TCK m.179/3’te belirtilen “Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma” suçunun işlendiği yönünde yapılan soruşturma da şartlarının oluşması ile seri muhakeme usulü uygulanabilecektir.

Son olarak kanun alkollü araç kullanma davranışını birden fazla defa gerçekleştirenler, ya da alışkanlık edinenler, hakkında  eğitim, muayene ve tedavi gibi tedbirlerin uygulanması zorunluluğu öngörmüştür. Buna göre; “Alkollü olarak araç kullanması nedeniyle son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde sürücü belgeleri ikinci defa geri alınan sürücüler Sağlık Bakanlığınca, usul ve esasları İçişleri, Millî Eğitim ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilen sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine; üç veya üçten fazla geri alınan sürücüler ise psiko-teknik değerlendirmeye ve psikiyatri uzmanının muayenesine tabi tutulurlar.” 

Alkollü Araç Kullanma Suçu ve Cezası ile İlgili Yargıtay Kararları

67 promil alkollü olduğu tespit edilen sanık idaresindeki motosiklet ile gündüz vakti, meskun mahal dışındaki, 7 metre genişliğinde, düz ve eğimsiz yolda seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek motosikleti devirmek suretiyle neden olduğu kazada, sanığın 26.02.2014 tarihli savunmasında almış olduğu alkolün etkisi ile direksiyon hakimiyetini kaybettiğini beyan etmesi karşısında sanığın alkolün etkisiyle emniyetli bir şekilde araç kullanamayacak durumda olduğu, güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve bu sebeple trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçunun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 12. CD., E. 2014/15797 K. 2015/11848 T. 25.6.2015)

“Olay tarihinde gece vakti saat 03:26 sıralarında sanık idaresindeki araçla seyir halindeyken aracın hakimiyetini kaybederek Talimhane Camii giriş kapısına çarparak hasar verdiği, saat 03.26 sırasında yapılan alkol kontrolünde 82 promil olarak tespit edilen alkolün, miktar itibarıyla güvenli sürüş yeteneğini kaybettirdiğinden söz edilemeyeceği, belirtilen alkol derecesinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettirdiğine dair bir bulgu ya da sanığın dışa yansıyan davranışları ile ilgili bir tespitin bulunmaması karşısında; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır” (Yargıtay 12. CD., E. 2018/6026 K. 2018/12493 T. 20.12.2018)

“Kolluk kuvvetlerince kalibrasyon bitiş tarihi 09.01.2016 olan alkol ölçme aleti ile saat 01:55’de yapılan yol kontrolünde, sanığın 1.27 promil alkollü halde araç kullandığı tespit edilmiş ise de, kollukça yapılan ölçümden 42 dakika sonra saat 02:37’de Mudanya Devlet hastanesinde alkol metre ile yapılan ölçümde sanığın 0.32 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, farklı sonuçlar çıkması üzerine saat 04:54 de Çekirge Devlet hastanesinde alınan kan numunesinde sanığın alkolsüz olduğunun tespit edilmesi karşısında; sanığın aldığı alkol miktarının güvenli sürüş yeteneğini kaybettirdiğinden söz edilemeyeceği, belirtilen alkol derecesinin güvenli sürüş yeteneğini kaybettirdiğine dair bir bulgu ya da sanığın dışa yansıyan davranışları ile ilgili bir tespitin de bulunmaması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde ; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, oluşa ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelere dayanılarak yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması BOZMAYI gerektirmiştir.” (Yargıtay 12. CD., E. 2019/3044 K. 2019/10356 T. 17.10.2019)

Av. Oktay Altunkaya

Kategori : Ceza Hukuku