Boşanma Davasını Kim Açarsa Avantajlı Olur?
Boşanma sürecinde olan eşlerin sorduğu sorulardan birisi de boşanma davasını hangi eşin açması gerektiği ve ilk önce boşanma davasını açan eşin dava aşamasında kusurlu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hakkındadır.
Kanunumuzda genel (TMK m.166/1) ve özel olmak (TMK m.161-165) üzere iki tür boşanma sebebi düzenlenmiştir. Boşanma davası açan eş somut davasında dayandığı boşanma nedenleri dahilinde vakıaları, diğer eşin kusurluluğu, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanma konusundaki iradesinin mevcut olduğu vs. diğer aranan şartları somut delillerle ispat etmelidir.
Açılan davada Mahkeme tarafından eşlerin beyanları ile ileri sürülen deliller dikkate alınmak suretiyle bir karara varılacaktır. Bu bağlamda boşanma davasını ilk önce açan eşin davada avantajlı veya dezavantajlı olacağına yönelik düşüncelerin bir gerçekliği bulunmamaktadır.
Bir başka deyişle açılacak olan boşanma davasında ilgili eş; şahsi durumu özelinde doğru boşanma sebebine dayanıp, beyan ve delillerini tam olarak dosyaya sunmak suretiyle haklılığını ispat etmeye çalışarak avantajlı duruma gelebilir. Boşanma davasını ilk kimin açtığı davanın esası hakkında karar verilirken mahkeme tarafından olumlu veya olumsuz bir kriter olarak değerlendirilmeyecektir. Eşlerden birisinin davayı açmasının ardından diğer eş HMK m.132 ve devamı maddelerine göre karşı dava veya ayrıca bir boşanma davası açarak HMK m.166 uyarınca birleştirme talebinde bulunabilir.
Ancak belirtmemiz gerekirse; boşanma davalarında yetkili mahkeme TMK m.168 uyarınca erkek eşin yerleşim yeri, kadın eşin yerleşim yeri veya eşlerin dava tarihinden önce en son en az altı ay birlikte oturdukları yer aile mahkemesidir. Boşanma davalarında kesin yetki hali söz konusu değildir. Bu nedenle davayı ilk açan eş yukarıda değindiğimiz yer aile mahkemelerinden birisine başvurarak boşanma davasının bu mahkemede görülmesini sağlayabilir.
Özellikle eşlerin farklı illerde veya yurtdışında yaşadığı hallerde davayı açan eşin kendisine yakın ve daha ulaşılabilir bir yerde davanın devam etmesini mümkün kılabilmesi açısından bu durum önemlidir. Örneğin; eşlerden birisinin işi sebebiyle üç yıldır Bolu ilinde bulunduğunu diğer eşin ise Ankara ilinde ikamet ettiğini ve boşanma davasının ilk önce Ankara ilinde yaşayan eş tarafından Ankara Aile Mahkemelerinde açıldığını varsayalım. Bu halde taraflar arasındaki dava Ankara ilinde görülecektir.
Boşanma davasını eşlerden hangisinin açması gerektiği ile ilgili olarak değinmemiz gereken bir diğer konu şudur: Yürürlükteki kanunumuz dahilinde boşanma davalarında mahkemece göz önünde bulundurulan önemli etkenlerden birisi de eşlerin kusurluluk durumudur. Zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme veya haysiyetsiz hayat sürme, ve terk sebebiyle açılacak olan boşanma davalarında davalı eşin kusurlu bulunması gerekmektedir. Yine, TMK m.166/1 gereğince düzenlenen genel boşanma sebebine dayanarak açılan davalarda, davacı eşin somut durumda kusuru daha ağırsa davalı eşin itiraz hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Örneğin; eşlerden birisinin haksız olarak ortak konutu terk edip, belli bir süre sonra da evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebiyle boşanma davası açtığını varsayalım. Bu halde davalı eş tarafından davacının somut vakıada ağır kusurlu olduğu yönünde bir itirazda bulunularak davanın reddi sağlanabilecektir.
Ancak davalı eş somut vakıalarda kusursuz veya az kusurlu olması sebebiyle açılan boşanma davasına itiraz etmesine rağmen bu durum hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ve evlilik birliğinin devamında taraflar için bir fayda kalmamışsa mahkemece tarafların boşanmasına karar verilebilir.
Ayrıca Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında somut vakıada tam kusurlu eşin genel boşanma sebebine dayanarak boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması olarak yorumlanmakta ve bu nedenle açılan davanın reddinin gerektiği vurgulanmaktadır (Yargıtay HGK., E. 2020/29 K. 2021/200 T. 4.3.2021).
Bu bağlamda boşanma davasını daha az veya eşit kusurlu olan eşin açmasının daha doğru olacağını söylemek mümkündür. Uygulamada ise çekişmeli boşanmalarda çoğunlukla eşlerden birisinin dava açmasının ardından diğer eşte dava açmaktadır.
Av. Oktay Altunkaya